Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Yapay Zeka Destekli DNA Uygulamasıyla Eserleri Kimliklendiriyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, müzelerde teşhirde ve depolarda bulunan 254 bin 698 eseri yapay zeka destekli “DNA uygulaması” ile kimliklendirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler …

Kültür ve Turizm Bakanlığı,

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, müzelerde teşhirde ve depolarda bulunan 254 bin 698 eseri yapay zeka destekli “DNA uygulaması” ile kimliklendirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz, bakanlığa bağlı müzelerdeki eserlerin korunması ve geleceğe miras bırakılması amacıyla başlatılan “Tarihi Eserlerin Güvenliği İçin Kimliklendirilmesi Projesi”ne ilişkin AA muhabirine açıklamada bulundu.

“Müzelerimizin depolarındaki 150 bin 882 eseri tamamlamış durumdayız. 2028’e kadar depolarımızda bulunan tüm eserlerimizi hem kayıt altına alacağız hem de dijital kimliklendirmeyle bu eserlerin bize ait olduğunu belli etmiş olacağız. Sayın Bakanımızın talimatlarıyla çok önemli büyük bir proje daha başlattık. İsmi ‘Geleceğe Miras’. Özellikle kazı başkanlarımızın, kazı çalışma faaliyetlerini yoğunlaştırması üzerine kurulu bir sistem. Kazılardan çıkarılan eserler konservasyonu yapılarak müzelerimize sergilenme amacıyla getiriliyor. Eser sayısı 2028’e kadar mutlaka artacaktır. Biz yeni bulduğumuz eserler de dahil olmak üzere 2028’e kadar bu işlemi tamamlamayı hedefliyoruz.”

İnceciköz, eserlere DNA kodunun yüklendiği çalışmanın yerli ve milli olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

“Kullandığımız maddede önemli kimyasallar var. İçinde yapay zeka algoritması ile oluşturulan DNA izlerinin olduğu, gözle görülmeyen, hissedilmeyen bir tür madde. Her eserin kendi kimlik kartı bilgilerini işledikten sonra, eserin uygun bir yerine, esere de zarar vermeyecek şekilde bir imza bırakmış oluyoruz. Siz bunu elle hissedemez, gözle göremezsiniz. Ultraviyole ışıkla orada bir bilgi olduğunu da tespit edemezsiniz. Bunun kendine ait okuyucu sistemleri var. Ancak bu sistemler üzerinden o eserdeki iz görülebilir.”

“Esere bir kimlik kartı hazırlıyoruz”

Çalışmayı, alanında uzman güçlü bir ekip ve müze uzmanları koordinesinde yürüttüklerini aktaran İnceciköz, yapılan sistemin gelecekte kültür varlıkları üzerine çalışanlara iyi bir veri oluşturacağını işaret etti.

Birol İnceciköz, eserleri kimliklendirme çalışmasının kendi içinde alt çalışmaları içerdiği bilgisini paylaşarak, “Esere sadece bir DNA kodu koymuyoruz. Depolardaki veya teşhirdeki eserin bugünkü halinde her türlü incelemesini tamamlıyoruz, esere bir kimlik kartı hazırlıyoruz. Sistemde tüm verilerini saklıyoruz. Eserin eğer konservasyon veya temizlik ihtiyacı, bir küçük müdahale ihtiyacı varsa bakımlarını da yapıyoruz. Eserlerin bakım ve onarımlarını da konservasyon laboratuvarlarımız yapıyor.” dedi.

AA, Anadolu Medeniyetleri Müzesinin deposunu görüntüledi

Anadolu Ajansı (AA), Anadolu Medeniyetleri Müzesinin tam güvenlikli eser deposunda, restoratör ve konservatörlerin, proje kapsamında eserlere DNA kodlaması yöntemini nasıl uyguladığını görüntüledi.

Önlük ve eldivenlerini giyen ve güvenlik amacıyla kişisel eşyalarını bırakan restoratörler, depoya müzenin güvenlik görevlileri eşliğinde geçiyor. İşlem sırası bekleyen eseri alarak inceleyen restoratörler, her ürünün envanter numaralarını ve farklı açılardan fotoğraflarını çekiyor.

Ardından dijital ve manuel olarak esere inorganik nanoteknolojik madde süren görevliler, kimliklendirmenin tamamlanması için kimyasal işaretlendirme işlemini yapıyor ve esere DNA kodu koyuyor.

Eser, verilerle Müze Ulusal Envanter Sistemine (MUES) sadece sorumlu yetkililerin ulaşacağı şekilde kaydediliyor.

Kaynak: AA / Güncel